top of page
  • Yazarın fotoğrafıCaner Teber

Aziz dostum

Güncelleme tarihi: 23 Tem


Elinde pipo olan paltolu gömlek ve kravatlı bir yazar ve diğer elinde hello yazıyor

Eski bir dilde yazıyorum. Belki hiçbir zaman anlaşılmayacak. Ancak hissedilecek cümlelerim.


Aziz dostum kağıt. Beni affet. Yalnızlığı yenemedi ruhum. Yüzünü kara çıkarıyorum.

Ben ve kalemim.

Gitti.

İşten çıktım. Ayağım yine o bara meyletti. Ama olacak iş mi şimdi ? Canımız sıkkın, keyfimiz kaçık, peşine düşen yok. ‘’Daha ne ?’’ dedi kravat. Bir bildiğin vardır dedim babalık. Takip ettim yolu. Üst kata çıktım oturdum. Tığ gibi bir sigara sardım. Bira söyledim. Mazhar’dan Fuat’a kadar bağırıyorlar. ‘’Mazeretim var ! Nedir bu hikaye, neden böyle ?’’

Hikayenin yazarına gitmek lazım. Yine bizim insafsıza düştü işimiz.


Tanrım !

Mazhar abilerin selamı var. Biz dördümüz çok merak ettik. Hoşça nasıl kalınır ?

‘’ Hoşça gidebilen var mı ki ‘’ dedi kravatım.

Ama dedim, giden gitti. Atı Harem kasabında kestiler. Üsküdar'ı mı kaldı işin ?

Ses soluk kalmadı kimsede. Matem bu olsa gerek. Sağıma soluma döndüm. Benden başkası kalmamış üst katta. Bir ürperti çöktü kaldırıma. Düşler göz kapaklarımı kırbaçlıyor.

Uyursam geçer. Nalları dikeriz. İş bizden çıkar.


Çırpınıyorum esasen. Bir haber bekliyorum. Kalemimle zamanı oyalıyorum. Gücüm yetmeyecek gibi geliyor bazı bazı.

Bir mektup bulsam mesela, posta kutumda. Bazı bazı daire başkanlığından gelen;

''Sayın Poyraz Teber. Son uykunuz bu gece. Rüya limitiniz doldu. Son düşlerinizi gün içine sıkıştırıverdik. Esenlikler dileriz.''

Çıksam evden baksam güneşe, maviye. Bir yandan kar yağsa bir yandan yağmur. Hava sıcacık.

Yolda yürürken onunla karşılaşıyorum. Bir iki laflıyoruz. Sarılıyor bana.

Sırtımı ağrımadığında dahi hissedebildiğimi fark ediyorum…

15 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page